Öğretmen Atamaları ve Yaklaşan Tehlike
Herkese selam dostlar,
Bugün sizlerle son zamanlarda kafamı fazlasıyla meşgul eden bir konu hakkında konuşmak istiyorum: öğretmen atamaları.
Ben, ilköğretim matematik öğretmenliği 4. sınıf öğrencisiyim. Özellikle geçen yıldan bu yana, öğretmen atamalarındaki inanılmaz düşüş ve atamaların zamanlama problemleri en çok bizim bölümümüzü etkiledi. Ancak, bu durum yalnızca bizim bölümle sınırlı değil; pek çok bölüm benzer sıkıntılar yaşıyor. Bu yazıda, bu tablonun ülkemize vereceği zararları konuşmak istiyorum.
Bildiğiniz gibi öğretmen atamaları, ülkemizdeki tek problem değil. Öğretmenlere verilen değer hem maddi hem manevi anlamda ciddi şekilde azaldı. Atama sayılarındaki düşüşle birleşen bu değer kaybı, üniversite tercihlerini de doğrudan etkiliyor. Artık eğitim fakültelerine olan ilgi her geçen yıl azalıyor.
Örneğin, kendi bölümüm adına rahatlıkla söyleyebilirim: Kontenjanlar dolmuyor. Eğitim fakültelerinde 300.000 sıralama barajını geçen öğrenciler, birkaç bölüm hariç istedikleri alanda öğretmen olabiliyor. Hatta, benim tahminim yakın zamanda bu barajın tamamen kaldırılacağı yönünde. Kaldırılmasa bile, mevcut durumda ciddi bir matematik bilgisine bile ihtiyaç duymadan matematik öğretmeni olunabilecek bir noktaya geldik.
Bu durumun ilerleyen yıllarda yaratacağı tabloyu şimdiden öngörebiliyorum:
İyi sıralamalara sahip öğrenciler ya özel okullara kayacak ya da farklı alanlara yönelecek. Geriye kalanlar ise devlet okullarında öğretmen olarak görev alacak.
Sonuç olarak, matematik bilgisi yeterli olmayan bireylerin çocuklara matematik öğretmeye çalıştığı bir eğitim sistemiyle karşı karşıya kalacağız. Ve bu, eğitim sistemimizin gerçek çöküşü olacak.
Belki şu anda söylediklerim size fazla karamsar ya da sadece birer tahmin gibi gelebilir.
Haklısınız, bunlar sadece tahmin.
Ancak unutmayın: Geleceği bazen küçük işaretlerden okumak mümkündür. Ciddiye almak ya da almamak tamamen sizin tercihiniz.
Son olarak şunu da eklemek isterim:
Yakın zamanda yapılan öğretmen atama sayıları, akademik ve pozitif bilimlerle ilgili derslerin azaltılması, buna karşılık dini içerikli derslerin artırılması gibi değişimler; eğitim sistemimizin ve dolayısıyla ülkemizin genel niteliğini düşürüyor.
Ve ne yazık ki bu sürecin etkileri, sandığımızdan çok daha derin olacak.
NOT: Tekrar hatırlatmak istedim bu yazdıklarım tamamen benim duygu ve düşüncelerim, tahminlerim gerçekleşmek zorunda değiller. Yazıdaki tek amaç Türkiye'nin daha iyi bir ülke haline gelmesidir sevgiler.
Yorumlar
Yorum Gönder